DEV TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNİN ABD İLE İLİŞKİLERİ
ABD Senato ve Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonları, Google, Facebook ve Twitter’dan üç üst düzey yetkiliyi, 2016 ABD başkanlık seçimlerine bu ünlü platformlar aracılığıyla Rus müdahaleleri konusunda sorumluluklarını sorgulamak amacıyla 31 Ekim 2017’de iki duruşma gerçekleştirdi.
Sorgulama işlemleri, bu dev şirketleri mercek altına almak ve hesaba çekmek için eşsiz bir an oluşturuyordu ve yalnızca Amerika ölçeğinde değil uluslararası sahnede de yeni güçlü bir oyuncu ortaya çıkaryordu, belki de bu yeni bir dünya düzeninin habercisiydi.
Oturumlar altı saatten fazla sürdü. İki komitenin üyelerinin sözlerine, öfke ve acı, bazen de hayal kırıklığı ve çaresizlik hâkimdi. Zira bu durumu, bu dev “Amerikan” şirketlerinin böylesi sızmalara karşı milli rollerini üstlenmekten kaçınma olarak değerlendiriyorlardı. Zira ABD’nin rakipleri seçim süreci ve Amerikan sosyal dokusu ile bu kadar oynayabiliyorlarsa bu, Amerikan siyasi yaşamının temellerinin yıkılıp demokratik sisteminin darmadağın edilebileceği anlamına geliyordu.
Bu üç şirketi sorgulama ve gelecekte bu tür ihlalleri önlemek için kendilerinden çalışma yöntemlerini gözden geçirmelerini talep etme şeklinde başlayan bu durum, aşama aşama gelişerek bu şirketlerin “Amerikan” şirketleri mi, yoksa küreselleşmenin etkisinde kalarak hem Amerika Birleşik Devletlerine hem de rakiplerine/hasımlarına aynı gözle bakan, sadece birer müşteri olarak gören kurumlar mı olduklarına dair ciddi soru işaretleri meydana geldi.
Bu iki sorgulama oturumu daha da ileri giderek şu sorunun cevabını aramaya çalıştı:
Bu şirketler mi yoksa Birleşik Devletler hükümeti ve halk tarafından seçilmiş meclisleri mi daha güçlü?
Oturumlar bittiğinde, bu üç sorunun açık ve belki de belirleyici yanıtları ortaya çıkmıştı.
Bu olay aynı zamanda zorunlu olarak, yönetim sistemlerinden dolayı yorgun düşen ve felaket yaşayan Arap dünyasını da yeniden dizayn edilen bu çağa bir göz atmaya davet ediyor.
Bu araştırmamız şu noktalara değinmektedir:
Duruşmalardaki en önemli söz almalar ve sorulan sorular
- Bu şirketlerin temsilcilerinin verdiği en önemli cevapları okuma ve analiz etme.
- Daha sonra da yukarıdaki üç soruya doğru cevaplar bulma.
- Arapların bu yeni dünyada ayak basacağı sağlam bir zeminin olup olmayacağını öngörmeye çalışmak
Senato toplantısı oturumu: Derin sorular ve belirsiz cevaplar
Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Senatör Richard Burr (Cumhuriyetçi- Kuzey Carolina) ve yardımcısı senatör Mark Warner (Demokrat-Virginia) ilk duruşmaya, başkanlık seçimlerine Rus müdahalesinin ciddiyetini dile getiren bir açılış konuşmasıyla başladılar.
Sonra üç şirketin temsilcilerinden ayağa kalkıp doğruyu söyleyeceklerine dair yemin etmelerini istedi. Daha sonra şirketlerin temsilcileri Komite ile ciddi bir işbirliği yapma taahhüdünü ifade etmek üzere bir açılış konuşması yaptılar.
Bu şirket temsilcileri:
- Colin Stretch: Facebook Başkan Yardımcısı ve Genel Komiseri/Murahhas Yetkilisi
- Sean Edgett: Başkan Yardımcısı ve Twitter’ın Genel Komiser Vekili
- Kent Walker: Google’ın Politika ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Komiseri
İlk duruşma videosu bu linkten izlenebilir. [i]
Komite Başkanı, Rus müdahalesinin ciddiyetine dair somut bir örnekle sorguyu başlattı ve Facebook’ta yayınlanan “Heart of Texas” (Teksas’ın Kalbi) başlıklı bir sayfa gösterdi. Bennerin üzerinde Teksas bayrağı olan ve “Time to secede” (ayrılma zamanı) başlıklı ve 250 binden fazla takipçisi olan sayfada göçmenlere ve Müslümanlara karşı nefret uyarılıyor ve eyaletin bağımsız olması çağrısında bulunuluyordu.
Daha sonra üzerinde ”United Muslims of America” (Amerika Birleşik Müslümanları) başlıklı, 328 binden fazla takipçisi olan ve sloganı (ben Müslümanım ve bununla gurur duyuyorum) olan ve İslami değerlere ve yaşantıya bağlılık çağrısında bulunan başka bir sayfa izletti.
Senatör Pour, ilk gösterdiği sayfanın, takipçilerini 21 Mayıs 2016 öğleden sonra Houston, Texas’daki İslam Merkezi önünde “İslamlaşmayı” protesto etmeye davet ettiğini, daha sonra “Stop Texas Islamization” (Teksas’ın İslamileşmesini Durdurun) başlıklı bu etkinlik için Facebook’ta ücretli bir reklam kampanyası düzenlediğini ve bu reklamı 12 bin kişinin gördüğünü söyledi.
İkinci sayfada aynı tarihte aynı zamanlama ile, Houston’daki İslam Merkezi’nde “İslami Bilgiyi Kurtarın” başlıklı bir miting düzenlenmesi çağrısı yapıldı. Ardından bu kalabalığa davet için ücretli bir Facebook reklamı satın alındı. Bu reklamı yaklaşık 29 bin kişi gördü. Reklamların maliyeti sadece 200 $ tuttu.
Yerel televizyon istasyonları, iki olayı (aynı yer ve saatte) yayınlamış, ancak sürpriz olan şey, iki sayfanın hiçbirinin sahibinin orada görünmemesiydi. Bunun sebebi ise gayet basitti. Zira onlar St. Petersburg’da” Rus İnternet Ajansı”ında idiler. Amaçları ise açıktı: Amaçları, bölünme ve iç çatışmalar yaratarak Amerikan toplumunu parçalamaktı.
Senatör Pour, Facebook’un bu tehlikeli siyasi sızmayı keşfetmemesine karşın Rusların düşük maliyetle bu büyük başarısından acı acı bahsetti. Zira bu iki kampanya ve iki sayfa Rusların ve Rus hükümetinin bir çalışmasıydı. Sayfalar, faaliyetlerini Mart-Kasım 2016 arasında sürdürdü.
Pour üç şirkete şunu sordu:
Eğer Rusların Amerikan vatandaşlarına etki etmesi bu kadar kolay ise bu tür Rus propagandalarının, ülkenin içinde veya dışında hizmet eden ABD birliklerine ulaşmaması için elinizde özel koruma önlemleri var mı?
Üçü de soğukkanlılıkla, bu tür sızıntılardan ve platformlarının bu tür faaliyetler için kullanılmasından gerçekten rahatsız olduklarını ve gelecekte bunları önlemek için her türlü çabayı göstereceklerine söz verdiler.
Pour: Facebook, bu örnekleri komitemizin keşfetmesi ve kendilerine haber vermesinden rahatsız olmadı mı? şeklinde bir soru sordu.
Stretch: Elbette, bu faaliyetleri önlemeye çalışacağız.
Senatör Pour, Başkan Trump’un seçilmesinin meşruluğunu savunmaya kararlıydı ve Rus müdahalesinin tehlikelerini seçmenleri etkileme ile sınırlamaya çalışan medyaya saldırarak şöyle dedi: Tehlikeler daha geniş ve daha büyüktür. Bunlar ABD’nin ulusal güvenliğine, toplum barışına ve ülkenin parçalanmasını önleme çabalarına zarar veriyor.
Sonra konuşma sırası başkan yardımcısı Mark Warner’a geldi. O da Twitter’daki hayali hesapların %10’dan fazla, yani on milyonlarca hesabın olduğunu tahmin eden bir çalışmadan bahsetti.
Ardından çarpıcı bir örnek göstererek 217.000 takipçisi bulunan ”Army of Jesus”) İsa’nın Ordusu) Facebook sayfasında bir reklam gösterdi. Daha sora Ekim 2016’nın sonlarında da, Hillary Clinton’un aleyhine ve onu şeytan suretinde gösteren bir takım fotograflar yayınlayarak Mesih’i seven Hıristiyanları Hillary’nin aleyhinde oy kullanma çağrısında bulunduğunu ve bu sayfanın da sahte bir Rus hesabı olduğunu söyledi.
Warner, üç şirketle ilgili yabancıların nüfuzu ve ABD vatandaşlarını etkileme krizi konusundaki zayıf tutumlarından dolayı derin hayal kırıklığı yaşadığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: “Sizler vatandaşlarımız hakkında hükümetten veya seçilmiş meclislerden daha fazla şey biliyorsunuz ancak bu tür saldırıların önlenmesinde gösterdiğiniz çabalar tatmin edici değil”.
Ardından talep edilen her durumda Komisyonla işbirliği yapmaları için açık ve net bir taahhütte bulunmalarını isteyerek: Platformlarınızda Rus nüfuzunun boyutunu belirleyebilir misiniz? diye sordu. Hepsi: ”Hayır, henüz değil” diyerek cevap verdi.
Warner: ”2017 Fransa Başkanlık seçimlerine de müdahale olduğunu kanıtladık, Facebook ile temasa geçtik. Ve siz bu seçimleri karıştıran 30 bin Rus hesabı fiilen iptal ettiniz. Acaba siz bu hesapların ABD seçimlerini karıştıran hesaplarla bir ilgisinin olup olmadığını öğrenmek için bir incelemede bulundunuz mu?” diye sordu.
Stretch doğrudan bir cevap veremedi ve uzun bir tartışmadan sonra şunları söyledi: “Yanıtlayamıyorum ve konuyu araştırıp size geri döneceğim.
Warner: Bu çok hayal kırıklığına yol açan bir durum. Sizden birkaç aydır talep etmiştik ve şu ana kadar net bir cevap yok!
Warner, daha sonra, Amerikan seçimlerine müdahale amacıyla Rus hesaplarından 120.000 yayın yapıldığı ispatlanan İnstagram’a geçti ve İnstagram yayınlarının ulaştığı vatandaşların sayısını sordu.
Stretch: Araştırmamız henüz tamamlanmış değil, ancak Ekim 2016’nın başından itibaren bu yayınlar 16 milyon ABD kullanıcısına ulaştı. Bunun yanı sıra Rusya’dan gelen Facebook yayını 126 milyon vatandaşa ulaştı. Bunun toplamı ise yaklaşık 142 milyon vatandaş demektir.
Warner Twitter ile ilgili konuya geçerek son derece garip bir örnek verdi: Tennessee eyaletindeki Cumhuriyetçi partinin hesabıymış gibi kendisini gösteren ve adını (@Ten_GOP) koyan sahte/hayali bir Rus hesabının Twitter’da 154.000 takipçisinin olduğunu, buna mukabil Cumhuriyetçi partinin Tennessee eyaletindeki gerçek hesabının ise sadece 13.000 takipçisinin olduğunu söyledi. İşin enteresan tarafı ise aralarında Başkan Trump’un oğlu, Michael Flynn ve Roger Stone ve Nicky Minage ve James Woods gibi ünlüleri de içeren bazı siyasi figürler, sanatçılar ve gazeteciler bu hayali hesabı takip etmiş, alıntılar yapmış ve Retweet etmişlerdir.
Warner: Tennessee’deki Cumhuriyetçi Parti’nin sizden defalarca rica etmesine rağmen neden bu sahte hesabı durdurmadınız? Ve neden bu sahte hesabın kapatma işleminin tamamlanması için yaklaşık 11 ay geçmesi gerekti?!
Edgett: Evet aslında iş bir kargaşaya benziyordu ve biz burada bir hata yaptık.
Warner, sorgusunu, bu sızmaların sadece ABD seçimleriyle sınırlı olmadığını, bilakis finansal konulara, borsalara, toplumda bölünmeler yaratmaya ve hatta sahte tıbbi reçetelerin yayınlanmasına kadar uzandığını söyleyerek bitirdi.
Komite üyeleri peş peşe söz aldılar. Çoğu da önemli konulara değindiler. Biz burada on tanesini örnek olarak seçip ele alacağız:
Diana Finstein (Demokrat – teknoloji şirketlerinin merkezinin olduğu California’dan): üç şirketin konunun ciddiyetinin farkında olmadığını, dertlerinin sadece şirketlerini savunmak olduğunu, oysa ki 2016’dan bu yana meydana gelen olayın, siber alanda ABD’ye karşı gerçek bir savaşın başlaması meselesi olduğunu, ABD seçimlerinin önemine rağmen tehlikenin bundan da ileri boyutlarda olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: Sorularımız açık ve spesifiktir. Sizin cevaplarınız ise bulanıktır. Siz sorumlusunuz. Çünkü bu platformları siz oluşturdunuz, şimdi istismar ediliyor ve ülkemiz için bir tehlike oluşturuyor. Ya siz bir şeyler yaparsınız ya da biz bağlayıcı mevzuatla bir şeyler yapacağız.
Diana Finstein, Google’a Rus televizyonu RT’nin, ABD’ye karşı güçlü düşmanlığına rağmen neden YouTube’dan engellenmediğini sordu.
Walker şöyle yanıtladı: “Bunu yapamıyoruz, çünkü RT’nin ürünlerini izledik ve yayın kurallarımıza aykırı bulmadık. Bu arada bu televizyon, uydu yayını yapan özel televizyonlarda, otellerde ve havaalanlarında yayın yapmaktadır.
Finstein, ABD başkanlık seçimlerinde vatandaşları Twitter üzerinden oy kullanmaya davet eden hesapların iptali için Twitter’in neden geç kaldığını da sordu.
Edgett: Gerçekten geç kaldık, çünkü yanıltıcı içeriği belirleme mekanizmalarımız yeni, ancak yavaş yavaş iyileştirme yönünde ilerliyoruz.
Senatör Al Franken (Demokrat – Minnesota)’dan bir soru:
Facebook milyarlarca yayın yapıyor ve dağıtımını akıllıca kontrol etme kapasitesine sahip olmakla övünüyor? Nasıl oluyor da Rusya kaynaklı ve Rus Rublesi ödenen reklamların düşmanca ve seçimleri etkilemeye yönelik propaganda olduğunu fark edemediniz?
Stretch: Aslında bu, dikkat edilmesi gereken bir işaret ama biz onu kaybettik ve bunu inceliyoruz. Ancak, reklama ödenen para birimi yeterli değil, çünkü manipüle etmek isteyenler başka bir para birimiyle de ödeme yapabilir.
Senatör Ted Cruz (R-Texas) Google’da İlk turdaki kampanya adaylarının isimlerinin arama sonuçları üzerine yapılan bir akademik araştırmaya göre Google’ın genel anlamda Demokratlara yönelik taraf tutuğunun, nitekim Hillary Clinton adına yapılan aramada, 7 olumlu ve iki olumsuz sonuç çıkarken Donald Trump arandığında ise beş olumlu, dört olumsuz sonuç verdiğini, bu durumun diğer adaylar için de geçerli olduğunu, nitekim Google’da Sanders ismi arandığında tüm sonuçların olumlu olması ve bir tek olumsuz sonucun çıkmamasına karşın, Ted Cruise ismi arandığında tüm sonuçların olumsuz çıktığını ve bir tek olumlu sonucun dahi çıkmadığının sebebini sordu.
Walker şöyle cevap verdi: “Arama algoritmalarımız aynı mekanizmalarla çalışıyor ve manuel müdahale olmuyor ve verilen sonuçlar kullanıcıların gerçek durumunu yansıtıyor.
Senatör Marco Rubio (Cumhuriyetçi- Florida) Facebook’tan, Çin hükümetinin baskısı ile Çinli bir aktivistin hesabının kapatılma sebebini sordu.
Stretch: Sayfada yayınlanan bir içerik ile ilgili normal bir şikâyet aldık. Kontrol ettiğimizde de yayın politikasına aykırı bulduk. Çin devletinden hiçbir baskı olmadan bir süre için askıya aldık.
Rubio: Bu hesabı kim şikayet etti?
Stretch: Çin hükümeti
Rubio: Fakat sen Çin’deki Facebook yasağının kaldırılmasına izin vermesi için Çin ile görüşmelerde bulunmadığınızı söylüyorsun, diğer taraftan ise bazı taleplerini yerine getirdiğinizi onayladınız.
Stretch: Kesinlikle.
Rubio: Elimizde sizin bir kısım yayınları bazı ülkelerde görünmeyecek şekilde sildiğinize dair birçok rapor var.
Stritsch: Evet politikalarımız gereği bazı yayınları bazı ülkelerde, bu ülkelerin kanunlarını ihlal ettikleri takdirde gizliyoruz. Örneğin, Nazizmi teşvik eden içeriklerin hepsi Almanya yasalarına aykırıdır. Bunlar Almanya’da gösterilmez, Almanya dışında görünür.
Rubio: Dolayısıyla, siz siyasi ifade özgürlüğünü yasaklayan herhangi bir otoriter ülkede yayınları gizliyorsunuz.
Stretch: Evet ama bu oran düşük.
Senatör Angus King (Demokrat-Maine) Rus kampanyasının halen aktif olduğuna ve Amerikan toplumuna nüfuz ettiğine dikkat çekti ve milli marşın okunması esnasında ayakta durmayan Amerikan futbolcular konusunu ve Başkan Trump’ın Amerikan Ulusal Futbol Ligi (NFL) hakkındaki tutumunu gündemde tutarak toplumsal bölünmeyi alevlendiren Rus hesaplarını gündeme getirerek bu hesapların, siyah oyunculara karşı “ırkçı” tutumları tetiklemek için (NFL) lehinde ve aleyhinde oluşmuş bölünmeyi tetiklediğini söyledi ve bu hesaplar ve 23-24 Eylül 2017’de yaptığı etkinliklerle ilgili istatistiklerden bahsetti.
King, üç şirketin başkanlarının bu toplantıda bulunmamasından rahatsız olduğunu dile getirerek toplantıda tartışılan şeyin sadece teknik ve yazılım konuları değil, bir politika değişikliği olduğunu söyledi ve Rusya veya diğer ülkelere bu şekilde müdahale etmeleri halinde cezalandırılmaları ile ilgili net politikaların olmasını istedi, bu davranışların ceza almadan geçiştirilmemesini istedi.
Senatör Ron Wyden (Demokrat – Oregon), üç şirketten sorusuna yalnızca ’evet’ ya da ’hayır’ şeklinde cevap vermelerini istedi ve şu soruyu sordu: 2016 seçimlerinde dış müdahale karşısında şirketlerinizin performansından tatmin oldunuz mu?
İlk başta, Google’dan Walker cevap vermekten kaçınarak “Bu konuda hep daha iyiye gidiyoruz” dedi.
Ancak Senatör Wyden’ın baskısı ve kesin bir cevap istemesinden sonra Walker şunları söyledi: “Daha iyi olabilirdik.
Wyden ise: ”Cevabınızı ’Hayır’ diye nitelendiriyorum” dedi.
Edgett: “Yaptığımızdan daha fazlasını yapmalıydık”.
Stretch: Facebook’ta da bizim için durum aynı.
Senatör John Kennedy (Cumhuriyetçi – Louisiana) Facebook’a sorduğunda çok sinirliydi: Platformunuzda seçim reklamları satın alan başka yabancı hükümetler var mıydı biliyor musunuz?
Stretch: Şu an bir bilgim yok, ama sonra size bilgi vereceğiz.
Kennedy: Her yıl, her ay ve belki de her saniye değişen 5 milyon reklam vereniniz var. Her reklam verenle ilgili her şeyi biliyor musunuz?
Stretch: Reklam verenler gerçek kimliğini gizleyebiliyor.
Kennedy sert bir şekilde sözünü keserek: Kişisel olarak benim için bir dosyanız var mı? Mesela Facebook senatör Graham Lindsey hakkında ne biliyor, hangi filmleri izlediğini, hangi restoranlara gittiğini ve arkadaşlarının kimler olduğunu biliyor mu?
Stretch: Facebook’un, üyelerinin mahremiyetini engelleyen sistemleri var. Dolayısıyla cevap: ”kesinlikle hayır. Sistemlerimiz bunu önlemek için özel olarak tasarlanmıştır”.
Kennedy: Bana kilolarından dolayı korkan gençlerin bir listesini verebilir misiniz?
Stretch: “Sistemimizi bu tür bilgileri önlemek için tasarladık”.
Kennedy: “Ama duygusal güçsüzlük anlarında hedef olabilecek kilolu ergenler hakkında bilgi toplamak için elinizde bir aracın varlığına dair bir medya raporu var”.
Stretch: “Bu rapor içeriği abartılmış bir iç mesaja dayanıyordu”.
Kennedy: “Fakat sen istersen bu gibi bilgileri alabilirsin”.
Stretch: “Sistemimiz benim bunu yapamayacağım şekilde tasarlandı” dedi.
Kennedy: Sana tanıklığını yemin ederek yaptığının hatırlatırım.
Senatör Tom Coton (Cumhuriyetçi – Orkinsas) Twitter’ı, Rus televizyonuna (RT) son dakika haberlerini servis etiği halde kendilerine bağlı (Dataminr) şirketinin CIA ile işbirliği yapmayarak son dakika haberlerini CIA’dan kesmesini sert bir dille eleştirdi.
Edgett ise Koton’un sorularının baskısı altında, cevabını iki dakika içinde iki kez değiştirmek zorunda kaldı.
Edgett kesin bir dille şöyle yanıtladı:
Bizim politikamız, hükümetlere herhangi bir kontrol hizmeti vermeyi yasaklamaktadır. Dataminr’in bir bölümünü satın aldığımızda tüm devlet kurumlarına hizmet vermeyi bıraktık. Biz global bir şirketiz ve tüm ülkelerle ilişkide aynı kurallara uymamız gerekiyor.
Koton: Galiba sen ABD istihbarat servislerini, bize düşman olan ülkelerinkilerle eşitliyorsun?
Edgett: ”Hiçbir hükümetin Twitter verilerini gözetim veya dinleme amacıyla kullanmasına izin vermeme konusundaki politikamız açıktır.
Koton: Lütfen bu konuyu tekrar düşünün ve ABD ulusal güvenliğini tehdit eden, ancak platformunuzu kullanmasına hala izin verdiğiniz sivil bir istihbarat ajansı olarak sınıflandırılan WikiLeaks hakkında sormama izin verin.
Edgett: Politikamız, herhangi bir tarafı tutmama yönündedir
Koton: Politikanız Amerika Birleşik Devletleri’nin düşmanlarına karşı Amerika tarafını tutmanızı engelliyor mu?
Edgett: Elbette bir Amerikalı şirketiz ve günümüzde gündeme getirilen konulardan çok etkileniyoruz, ancak biz tarafsızlık politikası güdüyoruz. Sivil bir kuruluş olarak WikiLeaks’e, diğer herhangi bir kullanıcı gibi davranıyoruz ve kurallarımızı ihlal etmediği sürece, kullanılmasına izin vereceğiz.
Senatör Jokin Castro (Demokrat – Teksas) hassas bir soru sordu:
Facebook ve Twitter, hayali Rus hesapları ile vatandaşlar (seçmenler ya da tanınmış kişiler) arasında yapılan mesajları teslim etmeyi düşünüyor mu? Şimdiye kadar, bu iki şirketten hiçbiri yazışmaları teslim etmedi ve verdikleri cevaplardan da teslim etmeyi düşünmedikleri anlaşılmaktadır. İki şirket, mesajların teslim edilmesinin her iki platformdaki abonelerin gizliliğini ihlal anlamına geleceği gerekçesiyle ileri derecede çekincelerini dile getirdiler.
Senatör John Cornyn (Cumhuriyetçi – Teksas) şirketlerin terör, uyuşturucu veya ırkçılığı teşvik eden içeriği ayırt etme çabalarını sordu.
Edgett: “Bu hesapların davranışlarını, yayınlanmadan önce kapatmamıza yarayacak ölçüde tanımlamayı başardık, terörizmi teşvik eden hesapların %95’ini kapattık. Bunlardan %75’i herhangi bir içeriği yayınlamadan önce tespit edildi.
Cornyn daha sonra önemli bir soru sordu: Neden sizin şirketlerinize hukuki işlemler konusunda gazetelerden farklı davranıyoruz?
Edgett: Zira platformlarımız şirket tarafından değil, kullanıcılar tarafından, üretilen içerikleri yayınlar. Bu da Anayasa tarafından ifade özgürlüğü kapsamında garanti edilmiştir. Şiddet veya nefret gibi şeylere teşvik eden içeriğin kaldırılması ve önlenmesindeki rolümüzü dikkate alarak bunu yapmaktayız.
Komitenin başkanı Senatör Pour, sorgulama oturumunu bir soru ile tamamladı:
Rusya’dan veya başka ülkelerden gelen sahte hesap yayınlarına maruz kalmış vatandaşları bu durumdan haberdar etmek sizin sorumluluğunuz değil mi? Örneğin Facebook’un, sahte Rus yayınlarını okuyan veya gören 126 milyon vatandaşa geleneksel medyanın, okuyucularına ve takipçilerine uygunsuz bir içerik yayınladığında uyarması, özür dilemesi ve düzeltmesi gibi bildirmesi gerekmez miydi?
Stretch: Bu son derece zor bir şey. Ancak bu konudaki mekanizmalarımızı geliştirmeye çalışacağız, ama biz şimdi bu yayınları gören herkese yazıp bu yayınların yanıltıcı olduklarını söyleyemeyiz.
Edgett: Sorun şu: biz iyiye gittikçe bilgisayar korsanları da iyiye gidiyor. Ama öncelikli görevimiz, onları durdurup önlemektir. Ancak, sahte tweetlere maruz kalmış kitle ile irtibata geçmek çok zordur.
Kongre komitesi oturumu: Kolay sorular ve şirketlerin inadı devam ediyor
İkinci duruşma Temsilciler Meclisi (Kongre) İstihbarat Komitesi önünde oldu ve Temsilciler Meclisindeki oturum genel olarak Senato’daki oturumdan daha zayıf idi, sorular yüzeysel olma eğilimindeydi ve şirketler cevap verme konusunda zorluk çekmediler.
Kongre komitesi oturumu buradan izlenebilir . [ii]
Komite Başkanı Mike Connaway (Texas Cumhuriyetçi), yüzbinlerce takipçisi olan Facebook’daki aktif sayfalardan beş örnekle konuşmasına başladı ve bunların hepsi Facebook’da reklam kampanyaları içeren sahte Rus sayfaları olduğunu ifade etti.
Komite Başkanı Facebook’a Sordu:
Yakında yapılacak olan 2018 seçimlerinde yabancıların platformunuzda reklam yayınlayarak manipülasyon yapmasını önlemek için ek araçlar hazırladınız mı?
Stretch: Biz sürekli araçlarımızı iyileştiriyoruz.
Adam Schiff’in (Demokrat, Kaliforniya) şu soruyu sordu: Ruslar, (reklamların verimini artırmak için) arka planda öfkeli ve kızgın duyguların bulunduğu yayın ve twitlerin daha fazla yayılmasını sağlayan sizin platformlarınızın dayandığı logaritmaları mı kullandılar? Bu tasarım, platformlarınızın sosyal iletişimden ziyade kutuplaşma ve sosyal bölünmeyi arttırmasını sağlar.
Stretch veya Edgett belirli bir cevap veremediler.
Jackie Spear (Demokrat, Kaliforniya), Trump’ın kampanyasının Rusya ile ilişkisinin soruşturulmasının merkezinde yer alan bir soru yöneltmiş: Trump kampanyasının hayali Rus hesaplarından alınan içeriğin yayınlanmasına katılmış olup olmadığını kontrol ettiniz mi? Veya bunun tersinin yani bu hayali hesapların Trump’ın kampanyasından bazı içerikleri paylaşıp paylaşmadığına baktınız mı?
Başlangıçta Facebook ve Twitter, Rus hesapları ve Trump’un kampanyasının aynı kullanıcılara yöneldiğine dair hiçbir kanıt bulmadıklarını söyledi. Ancak Spear, sorusunun farklı olduğunu söyleyerek, Rus hesapları ile Trump kampanyasının aynı içeriği kullanıp kullanmadığını sormak istediğini belirtti ve aynı zamanda ortaya çıkan, biri Trump kampanyası ve diğeri ise hayali bir Rus hesabına ait olan ve Hilary’nin sağlık durumyla ilgili iki Twiti örnek gösterd.
Facebook’un soruya ve örneğe verdiği cevap tedirginlik içeriyordu.
Stretch, “Elimizdeki her şeyi saygıdeğer komisyonunuza teslim ettik. önemli bir iş çıkardığınızı düşünüyorum ve siz sahip olduğumuzdan daha fazla kaynak ve bilgiye sahipsiniz” dedi.
Elbette Stritsch’in cevabı ikna edici değildi.
Jackie Spear’ın Facebook’a yönelttiği bir diğer mükemmel soru ise Trump kampanyasını destekleme konusundaki rolleri hakkında idi
Stretch, “Trump’in amacı, kampanyası için en üst düzey mali bağışlar elde etmekti. Biz de herhangi bir propaganda kampanyasında olduğu gibi kendisine en iyi yöntemi tavsiye ettik” dedi.
Spear: Belli ki sizler reklam kampanyanızda başarılı olmuşsunuz. Eğer öyleyse ve Facebook logaritmalarını sadece siz biliyorsanız, herhangi bir seçimde bir adayı avantajlı kılmak için birbirinden farklı adaylara farklı tavsiyelerde bulunmayacağından nasıl emin olabiliriz? diye sordu.
Stretch: Hayır.. Bizde herkese eşit davranma konusunda keskin kurallar var.
Terry Sewell (Demokrat, Alabama), Facebook’daki etnik çeşitliliğin düşük olması hakkında soru sordu: “Facebook’ta çalışan Afrikalı-Amerikalıların sayısının azlığı (sayıları ABD’deki çalışanların sadece %3’ünü teşkil ediyor) 2016 seçimlerinden önce platformunuz üzerinden oluşturulan etnik gerginliklere geç uyanmanıza sebep olmuş mudur?”. Diye sordu.
Stretch: Şu anda dünyanın her tarafında çalışanlarımızın çeşitliliğini artırmaya çalışıyoruz.
Eric Sewalwell (Demokrat – California) milletvekili: Sahte Rus hesaplarından alınan ücretli reklamların Trump lehine ve Hillary Clinton’ın aleyhine yönlendirildiğini kabul ediyor musunuz?
Stretch: Evet
Edgett: Evet
Walker: Bizde YouTube üzerinde bu tür reklamlar yoktu.
Terry Joody (Cumhuriyetçi – Güney Carolina), Facebook’ta yayınlanan ve insanları yanlış yönlendiren haber ve bilgilerin güvenilirliğiyle ilgili soru sordu ve Anayasanın bu ihlali yasakladığını söyledi.
Stretch, “Bu haberleri önlemek için gayret gösteriyoruz, ancak her yayındaki bilgilerin doğruluğunu tespit etmek bizim işimiz değil. Ancak sitelerini yalan ve heyecan verici haberlerle tanıtmaya ve yaymaya çalışan düşük düzeyli haber sitelerini izlemeye ve herhangi bir maddi çıkar elde etmelerini önlemeye çalışıyoruz”. dedi
İki duruşmanın en önemli ipuçları
Bu sorgulamalar, Washington’daki büyük lobilere rağmen bu dev şirketleri mercek altına alma bakımından tarihi bir an olarak kabul edilmekte. Bir dizi senatör ve kongre üyesi, şimdi, sosyal paylaşım platformlarına yabancılar tarafından yapılan sızmaların etkisini tespit etmeye ve yeni bağlayıcı bir mevzuat yürürlüğe koyarak dahi olsa önlemeye kararlıydılar.
İki duruşmanın ortaya çıkardığı 10 önemli husus:
Birincisi: Rusya’nın 2016 ABD başkanlık seçimlerine devreye girdiği ve Trump lehine müdahale ettiği vurgulanmış gibi oldu. Bu müdahalenin, özellikle de sonuçlar bakımından birbirine yakın olan eyaletlerdeki etkisinin boyutu, yapılan bu açık oturumlar yoluyla doğru bir şekilde değerlendirilemez. Belki de Rusya ile Trump’ın seçim kampanyası arasında muhtemel bir gizli işbirliğini araştıran komisyonların elinde yan bir veri/sonuç gibi ortaya çıkabilir.
İnanılmaz bir paradoks olan husus, Kongre üyeleri ve şirketlerin, Rusya’nın 2016 seçimlerine müdahale ettiğine dair hemfikir olmalarına rağmen Trump’ın (Kasım 2017’de) Putin’e ABD seçimlerine müdahale edip etmediğini sorma kararlılığı, Putin’in bunu inkâr etmesini kabul etmesi, dahası, sorunun Putin’i zor durumda bıraktığını söylemesidir.
İkincisi: Rus müdahalesi, başkanlık seçimleri meselesinden daha geniş ve daha derindi. Rus müdahalesi ABD’nin toplum yapısını hedeflemiştir. Kongre İstihbarat Komitesi milyonlarca Amerikalıya ulaşan Rus yanıltıcı reklamların bir numunesinin yayınlanmasına izin verdi. Bu bu reklamlar, Rus planının önemli bir bölümünü temsil etmiştir. Zira bu reklamlar kitleleri sahte sayfa ve sahte hesaplara katılmak ve böylece yayınlarını veya twitlerini almaya cezbediyordu. Rus reklamlarının sahte sayfalarını tanıtma zamanlaması doğru ve isabetliydi. Örneğin: (Black Lives Matter=siyahların hayatı değerlidir) sloganyla yapılan gösteriler hengamında (Blacktivists) sayfasında siyahları savunan reklamlar çıkıyordu. Aynı zamanda, (Back the Badge) sayfası bu görşün tam zıddı broşürler ve ilanlar yayınlıyordu. Halbuki bu her iki sayfa da sahte/hayali iki Rus hesabıdır. Şayet biz Rusya’nın, Trump’ın seçmen tabanı ile ilgili bir tahmine sahip olduğunu ve bunun beyazlara ve ırkçı duygulara dayandığını düşünürsek bu tehlikeli ilanların seçimleri hedeflediği sonucunu çıkarabiliriz.
Üçüncüsü, haberlerin sağlığı açısından sosyal medya platformlarında yayınlanan içeriğin kontrol edilmesi karmaşık ve tartışmalı bir konudur ancak bu platformların ABD’de ilk haber kaynağı olması, (Amerikalıların üçte ikisi sosyal paylaşım platformlarından haber alır[iii]) bu konunun tartışılmaya devam edilmesine ve teknoloji şirketlerine, bu etkili içeriğin üzerindeki kontrollerinden yararlanma özgürlüğünün arttırılmasına yol açacaktır.
Birçok ABD milletvekili, şirketlerin kurumsal iş modellerinin, Ruslar tarafından fitne çıkarmak maksadıyla yürüttükleri dezenformasyon kampanyalarının kolaylaştırılması için inşa edildiğinden şikâyet etti. Bu da ciddi bir suçlamadır.
Senatör Mark Warner açılış konuşmasında: “Ruslar onlarca yıldır bilgi/enformasyon savaşı yürütüyorlar, ancak yeni olan şey, eskiden Berlin Duvarı’nın olduğu dönemlerde tahmin edilemeyen bir ölçekte günümüzde propaganda ve sahte haberleri büyütme becerisine sahip sosyal medya araçlarının ortaya çıkmasıdır. Görüldüğü kadarıyla bugünün araçları, Rus dezenformasyon tekniklerine göre tasarlanmış” dedi.
Dördüncü: Duruşmalar, Rusların Amerikalılara ve kendi aralarında birbirlerine karşı kullandıkları yöntemlere yönelik yeni ve şaşırtıcı bir bakış açısını ortaya çıkardı ve sosyal medya reklamlarının yabancı aktörlerin tehditlerinin sadece bir parçası olduğu fikrini güçlendirdi. Bu nedenle senatörler, teknisyenleri/uzmanları, polis ve diğer güvenlik makamlarına dünyanın farklı yerlerinde bulunan platformlardaki içeriğin biçimini açıklamaya zorladı.
Beşincisi: Twitter, haftada 4 milyon hayali hesabı kapattıklarını söyledi. Bu da bu platformlara müdahalenin boyutunun çok büyük olduğu, durdurmak bir yana yavaşlatmak için dahi yeteri kadar hızlı ve etkili olmayabileceğini gösteriyor. Bu da söz konusu şirketlerin neden 2015’in başlarında, yani iki yıldan daha uzun süre önce başlayan Rus müdahalesini araştırmak ve yanıtlamakta yavaş olduklarının sebebini açıklıyor.
Altıncısı: Üç şirketin cevapları, “ulusal güvenlik” konusuna kayıtsız olduklarını ve yalnızca kendi yakın ve gelecekteki çıkarları ile ilgilendikleri açıkça gösteriyordu. Hatta şirketlerin sahipleri herhangi bir yasal yükümlülük altına girmeden yalan haberlerin bu platformlar yoluyla hızlı ve etkili bir şekilde yayılmasına kayıtısız kalmışlardır. Nitekim bu haber kaynaklarını durdurmak için harcadıklarını söyledikleri çabalar, bu tür haberlerin yayılmasından mali olarak yararlanan sayfa ve hesapları kapatmaya yoğunlaşmıştır. Sanki bu şirketleri, yalan haberlerin yayılması riskinden çok, bunların internette yayılmasından finansal olarak yararlanan rakiplerini durdurmak ilgilendiriyordu. Ayrıca, Facebook temsilcisi Colin Stritch’ın ilk oturumda gergin görünmekle beraber Rus müdahalesinin ulusal güvenlik konusundaki ciddiyeti hakkında milletvekilleri tarafından hissedilen acıya çok da aldırmıyordu. Fakat bu adam, ikinci oturumda Kongre Komitesi önünde yaptığı açılış konuşmasında birdenbire daha fazla vatansever kesildi ve Rusların yaptığı işlere karşı daha keskin ve öfkeli bir duruş sergileyerek daha fazla Amerikalı ve daha heyecanlı görünmeye çalışıyordu. Öyle görülüyor ki şirket ulusal öfkeyi emme ve bununla etkileşime girme ihtiyacı konusunun farkına varmıştı.
Yedincisi: Rus reklam kampanyasının ayrıntıları kamuoyuna açıklandıktan sonra, Rus İnternet Araştırmaları Kurumu’nun elde etmeye çalıştığı konularla ilgili sorular peş peşe geldi.
Açıkça görülüyor ki Rusya’nın önemli bir hedefi Amerikan toplumunda bir çatlak oluşturmaktı. Rusların, hem muhafazakâr hem de liberal görüşleri destekleyecek içerikleri yerleştirdikleri ortaya çıktı. Aynı şekilde bir taraftan göçmenlere saldırırken diğer taraftan onların hoş karşılayacağı içerikler koymuşlar. Bazılarında beyazların egemenliğini kınarken, öte tarafta böyle bir durumun varlığını reddetmişler. Nitekim muhafazakârlar, Başkan Trump’ı savunmak için bu hususu kullandılar ve Rusların seçim sonuçlarını etkilemediğini; zira yapılan propagandanın iki yönlü ve bir birbirine zıt yönlerde yapıldığını savundular. Duruşmalar, ayrıca Rusların Amerikalılar arasında onları endişelendirecek ve kızdıracak şekilde bölünmeler gerçekleştirdiğini ortaya çıkardı. Yarışı kimin kazandığına bakılmaksızın, öfke ve güvensizlik –en azından kuşku- Rusların 2016 ABD seçimlerine müdahalesinin başlıca sonucuydu. Bu öfkeyi doğuran da Ruslardı.
Sekizincisi: Bazı Rus reklamları Müslümanlara karşı doğrudan nefret uyandırıyordu: Örneğin (Hillary’i Destekleyin – Amerikan Müslümanları Koruyun) pankartıya insanları 9 Temmuz 2016’da Beyaz saray önünde gösteriye çağıran bu ilan/reklam. Reklamın hedef kitlesi Washington’da yaşayan Facebook’taki Hillary Clinton taraftarları veya Müslüman Kardeşlerdi. Reklamın bu kadar ayrıntılı olması, Facebook’un elinde bu tarz ince ve nitelikli ayrıntıları içeren verilerin bulunduğunu, bunları reklamverenlere sunabildiğini göstermektedir.
Dokuzuncusu: Bir Amerikan dergisi tarafından Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinden kısa bir süre önce oğlu ile Wikileaks arasındaki temasları ortaya çıkmıştı. Trump’ın oğlu ise duruşmalardan sadece iki hafta sonra, Twitter’da Wikileaks sitesi ile yaptığı bu yazışmaları yayımladı. Oğul Trump’ın avukatları Twitter üzerinden doğrudan gerçekleşen bu mesajları, Kongre müfettişlerine teslim etti. Büyük ölçüde tek taraflı olan yazışmalar, başkanın büyük oğlunun WikiLeaks’ten gelen bir dizi talep üzerine yalnızca birkaç kez yanıt verdiğini gösteriyor.
Eylül 2016 ile Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleşen yazışmalar, WikiLeaks’in, babasını Clinton hakkında sızdırılmış dosyaları yayınlamaya teşvik ettiğini, vergi beyannamelerini WikiLeaks’e sunmasını istediğini ve seçimi kaybetmesi durumunda sonucuna itiraz etmesini önerdiğine işaret etmektedir.
Trump’ın oğlunun Araştırma Komisyonu’nun baskısı ve bir komisyon üyesinin bu yazışmalar ile ilgili haberi “Atlantik” dergisine sızdırdığı bu kritik olay, sosyal paylaşım platform sahibi teknoloji şirketlerinin elindeki muazzam gücü ortaya koymaktadır. Kısacası, Twitter seçim öncesinde yazışmalardan haberdardı ve eğer isteseydi bunları sızdırıp belki de başkanlık seçimlerinde Trump’ı yenilgiye uğratabilirdi. Bu şirketlerin özel yazışmalardan aldığı bilgilerin miktarı, değeri ve ciddiyeti ile ilgili hayal gücümüzü zorlayabiliriz. Bir de buna WhatsApp ve benzerlerinin yazışmaları, Google, Microsoft ve benzeri dev sunucuların e-postalarının yanı sıra telefon mesajlarını ekleyebiliriz.
Onuncusu: Milletvekilleri bu iki duruşmada, krizi çözmek için bir uyarı/tehdit hatta özel bir mevzuat bile öneremediler – ki onların, politikaları yönlendirmek için sahip oldukları tek kuvvet yasama gücüdür.- onlar sadece (Dürüst Reklamlar Yasası) şeklinde olası tek bir mevzuattan bahsettiler. Bu yasaya, şirketleri siyasi reklamlar konusunda bir şeyler yapmaya zorlayacak maddelerin eklenebileceğini öne sürdüler. Milletvekilleri, sadece bu tasarının geçmesi için bile şirketlerden destek isteseler de şirketler açıkça bunu üstlenmediler; bu da şirketlerin, -kendilerine bağlı baskı grupları vasıtasıyla- böyle bir düzenlemeyi engelleyebilecekleri anlamına geliyor. Milletvekilleri bu iki duruşmada mevcut mevzuatın bu şirketlerin faaliyetlerini, geleneksel şirketleri kontrol ettikleri biçim ve ölçüde kontrol edemeyeceğini ve teknolojik şirketlerinin başka bir dünyada yüzmekte olduklarının kanaatine varmışlardır.
Zor Sorular
Bu şirketler, yaklaşmakta olan seçimlere (2018 ABD ara seçimlerine veya başka bir ülkedeki seçimlere) yabancı müdahaleyi önlemeye çalışacak mı?
Şirketler, iki oturumda da, daha çok çaba harcamak, güvenlik ve koruma düzeylerini geliştirmek için genel taahhütler dışında spesifik bir taahhütte bulunmamışlardır.
Bundan kesin şu sonuca varabiliriz,
Şirketler, çok az olan ve tartışılan durumu kontrol altında tutamayan mevcut kanunlara sıkı sıkıya bağlı kalacaklar, ancak bunun ötesinde daha fazla yaygınlaşmak ve politik, ekonomik ve toplumsal etki sağlamak suretiyle konumlarını ve piyasa değerlerini daha da sağlamlaştırmaya bakacaklardır.
Bu dev şirketler gerçekten “Amerikalı” mı yoksa küreselleşme, onları, hem ABD’ye hem rakiplerine yalnızca birer müşteri olarak aynı gözle bakmalarını mı sağlıyor?
Senatör Coton, sinirlenerek, doğrudan Twitter’e: ABD hükümetinin Wikileaks’i düşman bir istihbarat noktası ve ulusal güvenliği tehdit edici bir unsur olarak görmesine rağmen neden hesabının kapatılamadığını sorduğunda, Twitter temsilcisi: ”Biz herhangi bir tarafı tutmamakla mükellefiz” diye cevap verdi. Senatör bu defa üslubunu daha da sertleştirerek: ”Sizin politikanız ABD’nin düşmanlarına karşı onun tarafını tutmamak mıdır?” diye sordu. Twitter temsilcisi benzer bir sertlikle cevap vererek; böyle bir durumda küresel bir şirket olarak her zaman kendi düzenlemelerine ve politikalarına bağlı kalacaklarını söyledi.
Senatör Coton’un verdiği (Dataminr) şirketi ile ilgili örnekte de ortaya attığı gibi, Twitter CIA’ya verdiği son dakika haber servisini kesmiştir. Bu da söz konusu şirketlerin, yalnızca kendi sıkı politikaları ve çıkarları yönünde tavır belirleyeceklerinin bir başka göstergesidir.
Son dakika haberleri konusunda uzman olan Dataminr şirketi, bazı etkin faaliyetleri için vaka incelemesi yayınlıyor; Örneğin, bu şirket, mevcut Körfez krizinde Suudi Arabistan ve üç ülke Katar ile diplomatik ilişkileri kesip ve kara ve hava ablukası uygulamasından 48 saat önce “son dakika” haberini müşterilerine ulaştırdığını açıklamıştır. Bu hizmet, Katar Borsasının ertesi gün %7 oranında kaybetmesine yol açmış ve bu müşterilere rakiplerine kıyasla önemli bir avantaj sunmuştur.
Hangisi daha güçlü: Dev teknoloji şirketleri mi yoksa ABD hükümeti ve halk tarafından seçilmiş olan meclisleri mi?
Kısa ve direkt cevap verecek olursak, Amerikan devleti kurum, kaynak ve bu dev şirketlerin, üzerinde kurulduğu ve geliştiği sistemleri ile kesinlikle daha güçlüdür. Bu sorunun detaylı cevabı ise basit değildir ve doğrudan cevap vermek zordur, çünkü gücün bir çok yönü vardır. Bunlar kompleks ve karmaşıktır, ancak bu şirketler süratle büyüyüp güçlenmekte ve genişlemektedir. Onları sınırlamak ve kontrol altına almak şöyle dursun, izlemek bile zordur.
Bu şirketlerin gücü beş açıdan düşünülebilir:
1- Teknoloji şirketlerinin piyasa değeri ve büyüme oranı tüm ticari işlemler arasında en yüksektir. BT şirketleri, (Apple, Google, Microsoft ve Facebook) piyasa değeri bakımından dünyanın ilk beş şirketinden dördünü teşkil etmektedir. 25 Kasım 2017 tarihli rakamlara göre, Google’ın (Alphabet) piyasa değeri 734 milyar dolardır. (Apple’den sonra az bir farkla ve yıllık geliri 90 milyar dolardan fazla olan ikinci en büyük ABD şirketi.). Facebook’un değeri ise 532 milyar dolar (sadece son 14 ayda sağladığı yıllık 28 milyar dolar geliri ile değeri iki kat arttı). Twitter’ın değeri ise 17 milyar dolardır.
2- İletişim platformlarının medya gücü, tüm geleneksel medya imparatorluklarının etkisinden daha fazladır.
Trump tarafından FCC (Federal iletişim) başkanı olarak atanan Cumhuriyetçi komisyon üyesi Agit Bai, Twitter ve Facebook’u sert bir şekilde eleştirerek bu platformların fikri bir ajandaya sahip olduklarını, liberallerin hesaplarını rahat bırakıp teşvik ederken, muhafazakarların hesaplarını askıya alıp iptal ettiklerini, hatta reklamların tanıtım yönteminde bile çifte standart uyguladıklarını iddia ediyor.
Bir avuç sınırlı sayıda şirket, dünyanın bütün dil ve lehçeleriyle yayımlanan milyarlarca yayının dağıtımını ve yayılmasını kontrol ediyor.
Google’ın öncelikle görünen arama sonuçlarını kontrol etme derecesi, genel olarak siyasi olayların gidişatı, seçim eğilimleri ve özellikle sosyal ve finansal konular üzerinde çok büyük bir etkisi olabilir.
Dahası, dev arama motoru Google’ın fikri ve kültürel yönlendirmesinin muazzam sosyal etkileri vardır.
Bir de onun mali ve ticari çıkar çevreleri ile gerekli bağlantılarını göz önüne alırsak, artık tamamen hükümet kontrolü dışında olduğu şeklinde bir tablo ortaya çıkacaktır.
3- Temsilci Tri Swell’in Facebook çalışanlarının taraflı etnik çeşitliliği hakkındaki sorusu önemli etkilere neden olabilir. Zira siyahlar onlara ait olan ırksal içeriği sadece kendileri alabilecek ve belki de onlar dışındakiler bunu hiç fark edemeyecekler. Bunun da ötesinde bir durum, Güney Kaliforniya Üniversitesi profesörü Safiyye Umoja Nobel’in heyecan verici yeni kitabı: (Baskı Algoritmaları: Arama Motorları Irkçılığı Nasıl güçlendirmeye çalışır?) oldu. Herhangi bir ülkenin sosyal dokusunu etkileme kabiliyetine sahip araçların, muazzam bir politik ve stratejik değeri vardır. Bu değer, herhangi bir ülkenin geleneksel istihbarat aygıtının sahip olduğu politik ve stratejik değerden daha büyüktür.
Senatör Warner’ın teknoloji şirketlerine hitaben söylediği: ”Siz Amerikalılar hakkında ABD hükümetinden ve seçilmiş meclislerden daha fazla şey biliyorsunuz” şeklindeki sözleri hükümetlerin karşı karşıya olduğu ikilemin bir ifadesidir. Çünkü “bilgi” herhangi bir ulusal güvenliğin temelini oluşturur ve muhtemelen gelecekteki savaşlarda belirleyici olacaktır.
Bu sosyal platformların sahip olduğu bilgiler, onları, herhangi bir siyasi, ekonomik, sosyal veya başka bir konuda, herhangi bir kamuoyu araştırma merkezinin, yaptığı ölçümün, doğruluğundan, hızından ve genişliğinden çok ileri bir konuma getirmektedir. Bu, her ülkenin tüm stratejik planlarının ihtiyaç duyduğu muazzam bir bilgi değeridir.
4- Garip bir tesadüfle duruşma oturumları sona erdikten bir gün sonra, ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabı kısa bir süreliğine (11 dakika) durdu ve Trump’ın sayfasının ziyaretçileri “Üzgünüz, bu sayfa mevcut değil” şeklinde bir mesaj ile karşılaştılar. Bu “küçük” olay, kafalarda haklı sorular meydana getirdi. Twitter, iki saatlik telaş ve tereddütten sonra, bu kesintiye Twitter’da çalışan bir personelin, buradaki işinin son gününde neden olduğunu fark etti.
Trump’ın şahsi hesabının (@realDonaldTrump). yaklaşık 44 milyon abonesi var.
ABD başkanı, bu hesabın üzerinden icraatlarını duyuruyor ve kendi safında olan veya kendilerinden memnun olmadığı kişiler hakkında eleştirilerini ve uygunsuz yorumlarını yayınlıyor. Bu hesabı, resmi hesabına tercih ediyor.
(ABD Başkanı’nın resmi hesabının takipçileri 21 milyon kişi).
Trump’ın hesabının kısa bir süre için çöküşü, bu kişisel hesabın korunması ve yanlışlıkla ABD başkanına atfedilebilecek herhangi bir mesajın potansiyel ciddi sonuçları hakkında tartışmalara yol açtı.
Politico dergisinin editörü Blake Honschel, “Bir çalışanın bu kişisel hesabı kapatabileceğini bilmek şok edici bir durum. Bu şahıs yanıltıcı mesajlar yazsaydı ne olurdu. Kuzey Kore’ye yönelik hayali bir nükleer saldırıyla ilgili bir tweet atsaydı ne olurdu?”
Teknoloji şirketlerinin gücü, büyük riskleri de beraberinde getirmektedir.
Bazen teknik bir soru ortaya atılıyor:
Bu şirketler gerçekten platformlarını kontrol edebiliyorlar mı? Yoksa sızmalar bu şirketlerin, kendi platformlarındaki kontrol etme kapasitesinden daha hızlı ve geniş midir?.
Özellikle de etkileşim alanı canlı ve doğrudan işliyor. Sahada yüz milyonlarca insandan oluşan izleyiciler, katılımcılar ve aktörler bulunmaktadır.
5- Teknoloji şirketleri, -kasıtlı ya da kasıtsız olarak- Rusların dezenformasyonunun yayılmasına ve on milyonlarca Amerikan vatandaşına ulaşmasına yardımcı olmuştur. Seçimlere Rus müdahalesi ile ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması problemi ile başlayan süreç, yavaş yavaş, bu şirketlerin, Amerikan vatandaşlarıyla ilgili büyük çapta bilgiye sahip olmaları, yabancı güçlerin bu bilgileri elde etmeye çalışması veya kendilerine sağlanan haber ve bilgilerle manipülasyon yapma meselesine dönüşmüştür.
Arapların, bu yeni dünyada kendilerine bir yer bulabilme potansiyeli nedir?
Evet, bu yeni alanlarda bol miktarda paya sahip olabilirler. Nitekim özellikle bu alanlar, diğer alanlardan farklı olarak, endüstriyel altyapıdan çok, insan kaynaklarına ve yeteneklerine dayanıyor. Arapları bundan alıkoyan şey, bağımsız bir pozisyon alma yeteneğinden yoksun ve aşağılayıcı bir boyunduruk altına giren rejimlerin felaketine uğramalarıdır. Dolayısıyla Arap halklarının siyasi özgürlüklerini kazanma yönündeki baskısı ve yeni dijital dünyadaki teknolojik ilerleme trenini yakalama çabası, Arap dünyasının başarısı için ön şart olmayı sürdürüyor.
Dr. Muhammed Hişam Rağıp
İslam Araştırmaları Düşünürü.
[i] https://youtu.be/mDfAFzh6doM
[ii] https://www.youtube.com/watch?v=KGU-ng843Yg
[iii] http://www.journalism.org/2017/09/07/news-use-across-social-media-platforms-2017/pi_17-08-23_socialmediaupdate_0-01/