Türkiye Ve Afrin Operasyonu
Türkiye Ve Afrin Operasyonu
GİRİŞ
Afrin Suriye’nin Kuzeyinde bulunan ve Türkiye’nin Hatay ve Kilis illerine sınır komşusu olan bir şehirdir. 2011 yılında başlamış olan ve son yılların en dramatik savaşlarından birisine dönüşen Suriye iç savaşının en az etkilenen bölgelerinden olması sebebiyle çok yoğun bir şekilde göç aldığı biliniyor . Afrin ‘de yaşayan nüfusun %60 ı Arap olmasına rağmen Türkiye’deki eli kanlı terör örgütü PKK ile bağlantılı YPG tarafından kontrol ediliyor. Türkiye ise bölgenin konumunun önemini bilerek ABD yardımıyla Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği örgütlerin önce bir Akdeniz’e açılan bir koridor açmayı hedeflediğini ve daha sonra gelişecek olaylar ile birlikte bölgede bir Kürt devleti kurulmasına olanak tanıyacağını düşünüyor.Bununla birlikte bölgeden Türkiye’deki diğer bir terör örgütü PKK ya silah yardımı ve gerekli mühimmat temini için işbirliği içinde bulunacağını düşündüğünden bu ittifakı önleyebilmek adına bölgede operasyonu başlatmıştır.
TÜRKİYE’NİN BÖLGEYE GİRME SEBEPLERİ
Soğuk Savaş dönemimnden beri Türkiye ile bölgesel iş birlikleri kapsamında müttefik olan ABD , PYD nin bölgede DAEŞ ile savaştığını söyleyerek PYD-YPG koridoruna gerekli silahları temin ediyor ve yaklaşık olarak 4900 tır silah yardımı yaptığı söyleniyor.Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek Başkan Obama ve şimdiki Başkan Donald Trump ile yaptığı ikili görüşmelerde bu yardımların kesilmesi gerektiğini defaatle altını çizerek belitrmesine rağmen, ABD kanadı bu tavrından vazgeçmekle kalmayıp bölgede kendi seçkin askerlerinden oluşan ‘Elite Forces’ ile bölgedeki teröristleri eğitmeye devam ediyor.
“ABD, Türkiye’nin rahatsızlığına karşın Kürtleri IŞİD’le savaşta etkin bir müttefik olarak görüyor. İki NATO müttefiki arasındaki ilişkiler ABD’nin YPG’yi silahlandırmaya karar vermesinin ardından bozulmuştu.ABD’nin 30 bin kişilik yeni bir güvenlik gücü kuracağı duyurusu Ankara’yı daha da öfkelendirdi.YPG militanlarının yeni sınır koruma gücünün bir parçası olarak ABD’den eğitim alacağı haberleri üzerine ABD maslahatgüzarı Türkiye Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.Türkiye, YPG’ye verilecek eğitim ve silah yardımının ülkeye karşı kullanılmak üzere PKK’nın eline geçeceğini söylüyor.”([1])
Ancak her ne olursa olsun terör örgütleriyle iş birliği yapmak kabul edilemez bir durumdur bunun en belirgin örneği ABD’nin Afganistan ve Irak’a terörist gruplarından arındırma amacıyla yapmış olduğu operasyonlardır.Ne var ki aynı ABD Suriye içerisinde PYD gibi terör örgütleriyle iş birliği içerisinde ve kendilerine silah temin etmektedir.
Hudson Instittute tan Ortadoğu Uzmanı Michael Doran kendisi aynı zamanda Bush Dönemi’nde Ulusal Güvenlik Konseyi direktörlerinden konuyla ilgili yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Obama döneminde yetkililer Türk yetkililerin karşısına oturup YPG’nin PKK olmadığını söyledilerse kendimizle dalga geçtik demektir. Bu konu diğer bütün konulardan farklı. Eğer ilişkileri düzeltmek için çaba harcanmazsa hiç umut yok demektir. PKK Stalinci bir inanca sahip, bizim şemsiyemiz altında çok güçlendi ve büyüdü. Bunun bizi endişelendirmesi gerekir. Sorun, Kürtler’le birlikteliğimiz değil, PKK’yla iş birliğimiz. Ankara’yı her şeyden çok rahatsız eden de bu bence”([2])
Ayrıca bildiğimiz üzere çift kutuplu dünya düzeninde Sovyet tehditine ve karşı dünya barışını korumak amacıyla 1949 yılında kurulmuş olan NATO ya üyedir ve Afrinde meşruu müdafa hakkını belirtilen maddelere uygun olarak kullanmak istemesi en doğal hakkıdır. Ayrıca bölgede terör örgütlerine yardım eden ABD NATO’nun kurulmasına öncülük eden ülke olarak bilinmektedir.
“Türkiye, 1945 yılında “dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak” amacıyla kurulan BM’nin kurucu üyesidir. Bu kuruluşun 51. maddesinde yer alan “meşru müdafaa hakkı” BM üyesi ülkeler ve uluslararası hukuk açısından tartışmasız kabul edilmektedir.” ([3])
Türkiyenin Afrin konusunda bu kadar hassas olmasının nedeni kendi topraklarında bulunan PKK ile birleşerek bölgesel bağımsızlık hesapları yapıp , bölgede taciz ateşleri açan ve Doğu Akdeniz koridoruna gitmeyi hedefleyen terör örgütlerinin hedeflerini engellemek ve onları ortadan kaldırma isteğidir.Ayrıca temizlenen bölgelere yerel halkın yerleştirilmesi, barış ve huzurun temin edilebilmesi için harekatı başlatan Türkiye bu operasyon ‘Zeytin Dalı’ ismini vererek amacını en başından belirtmiştir.
OPERASYONA İLİŞKİN BİLGİLER
ZEYTİN DALI OPERASYONU
Türkiye’de hükümet ve muhalefet kanadı operasyon ile ilgili gerekli istişarelerde bulunmuş ve tüm taraflar operasyonda tek temenninin hedeflere ulaşılıp bölgedeki terör unsurlarının temizlenip , bölgenin gerçek sahiplerine yani halka teslim edilmesinde mutabık kaldı. Bu ittifaktan da anlşılacağı üzere Türk halkı bu operasyon için ortak noktada buluşmuş ve ülke menfaatlerini parti ayrımı gözetmeksizin ön planda tutmuştur.
Türkiye kendisine biçmiş olduğu görevi yerine getirebilmek adıyla 20 Ocak 2018 günü Afrine yapacağı operasyonu başlattı ve TSK tarafından yapılan basın açıklamasında operasyona Zeytin Dalı adı verildiği kamoyuna duyuruldu.
“Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak üzere, 20 Ocak 2018 saat 17:00’dan itibaren “Zeytin Dalı Harekatı” başlatılmıştır.
Harekat, ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK’nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir.
Harekatın planlama ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzii, silah, araç ve gereçler hedef alınmakta olup, sivil/masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir.”([4])
20 Ocak 2018 Günü Türk Savaş Uçakları Afrin’i vurmaya başlamasıyla birlikte Basın Açıklamasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu canlı yayında yapmış olduğu açıklamada hedeflerin direkt olarak teröristler olduğunu tekrar vurguladı ve bazı kesimler tarafından uyarlanan siviller vuruluyor ifadesinin yalan olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Bakan Çavuşoğlu Türkiye yaptığı opeasyon ile ilgili olarak Şam’a bilgilendirme yaptığını söyledi ve uluslararası hukuka uygun olarak davrandıklarını belirtti.
Bu süreç içerisinde eli kanlı terör örgütü rahat durmayarak masum insanlara zarar vermeye devam etti ve ibadethane olara kullanılan Camii’ye ve Kazım Karabekir Mahallesine PKK/YPG tarafından roket ateşlendi ve masum 2 insanımızın canına kıydı bununla birlikte birçok vatandaşımız yaralandı.
Ne var ki aradan çok fazla süre geçmeden Kilis’i gören bir mevkide olduğu bilinen ve bu operasyonda ele geçirilmesi en önemli mevkilerden birisi olan Burseya Dağ’ı 28 Ocak 2018 günü TSK ve ÖSO tarafından ele geçirildi ve bölge teröristlerden temizlenmiş oldu. Ayrıca bu dağ etraftaki yerleşim yerlerini gören hakimiyet yapısında olduğundan ve Kilis’ e ateşlenen roketler buradan atıldığından olası saldırıları önlemek adına mühim bir konumdaydı.Bölgenin ele geçirilmesiyle birlikte Türk Bayrağı dalgalandırılmaya başlandı.
Buna ek olarak Türkiye bölgede ilerlemesine hızlı bir şekilde ilerlemeye ve Türk Kuvvetleri ve ÖSO bölgeyi teröristlerden arındırmaya devam ediyor 31 Ocak 2018 yani operasyonun 12. Günü itibariyle 18 köy 5 staretjik tepe ve 1 köyaltı yerleşim yeri olmak üzere toplamda 24 bölge ele geçirilmş oldu.
ABD VE RUSYA’NIN OPERASYONA BAKIŞ AÇILARI
Bölgede başlatılan ‘Zeytin Dalı Harekatına’ ilişkin olarak Rusya ve ABD ‘nin farklı görüşlerde olduğunu söylememiz mümkün zira Rusya Türkiye ile aynı görüşe daha yakın olmasına karşın , ABD Türkiye’nin bölgedeki teröristlere yardım etmekle kalmayıp,Türkiye’nin operasyona başlamaması için uyarılarda dahi bulundu.
Türkiye Afrin bölgesine operasyona başlarken Rusya ile kısmi olarak mutabık kalmış ve Rusya kendi askerlerini bölgeden uzaklaştırarak Tel Rıfat bölgesine çektiğini söyledi ve böylelikle Türkiye ve Rusya arasındaki yakınlaşmanın neticesi olarak Rusya bu operasyonda Türkiye’nin tavrına saygı duyduğunu göstermiş oldu.Eski Rus Subayı Trenin bu konudaki görüşlerini şu şekilde belirtti:
“Moskova, Türkiye’nin PKK’dan kaynaklanan güvenlik endişelerini anlıyor. Aynı zamanda Kürtlerin otonomi isteğini de anlıyor. Tabii bunun karşılığında kendi isteklerine saygı duyulmasını istiyor. Ruslar, Kürtlere “Şam’ın otoritesini kabul edin” önerisini götürdü. Kürtler kabul etseydi ve Rusya’nın diğer kurallarına da mesela “PKK’dan uzak durun” uysaydı Türkiye askeri operasyonu düzenlemezdi. Rusya Suriyeli Kürtlere sempatiyle bakıyor fakat önerilerini reddeden bir aktörü de korumaz. Bu nedenle askerlerini Afrin’den çekti ve Türkiye’nin operasyonunu engellemedi. Çünkü Türkiye’yle ters düşmek istemedi.”([5])
Diğer taraftan Türkiye ile NATO müttefiki olan ABD bu hususta Türkiye ile ters düşmüş durumda olmasına rağmen Türkiye’nin güvenlik ile ilgili olan endişelerini anlaması gereklidir ziraa ABD kendi güvenliğine tehdit gördüğü için vaktiyle terör örgütlerini temizlemek için Afganistan ve Irak operasyonlarını başlatmış ve hala bölgedeki topraklarda askerlerini barındırmaktadır .Bölgedeki terörist grupları Türkiye içerisindeki eli kanlı terör örgütü PKK ile işbirliği ve koordinasyon içerisinde bulunduğu için Türkiye’nin güvenlik kaygısını anlaması gereken ilk ülke olmalıydı ancak bu konuda karşı karşıya geldiler. Eski FBI Ajanı Soufan bu konudaki görüşlerini şu şekilde dile getiriyor:
“İki NATO müttefiki arasında askeri çatışma beklemiyorum. Eğer bu olursa NATO’nun sonunun başlangıcı anlamına gelir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce de Türkiye ABD ilişkileri hep pragmatizm üzerine kuruluydu. Mesela ABD’nin Kürtlere yardımının bir kısmı Türkiye’deki üslerden sağlanıyor. Hep anlaşamadığımız şeylerin ötesine geçmeyi başardık. Türk ordusunda ve istihbaratında Batı’dan ziyade daha Avrasyacı bir anlayışın hâkim olduğunu biliyorum. Fakat günün sonunda ABD ve Türkiye çok önemli iki müttefik”.([6])
ÜLKELERİN OPERASYONA BAKIŞ AÇILARI
Operasyona Avrupalı ve Türkiye’nin NATO müttefiki ülkelerden tepki gelmesi kimseyi şaşırtmamıştı çünkü bölge ile ilgili hiçbir zaman sorumluluk almayıp sadece Türkiye’nin yapmış olduğu operasyonları eleştirmekle ve yaptığı operasyonların yanlış olduğunu ifade ettiler. Almanya operasyon ile ilgili olarak kendi tanklarının kullanıldığını öne sürerek Türkiye’nin bölgedeki operasyonunu doğru bulmadığını belirtti. Fransa ise Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anlayabildiğini ancak bölgede itidal çağrısında bulunduğunu yineleyerek operasyona çokta sıcak bakmadığını belli etti ve BM Güvenlik Konseyini acil olarak Afrin için toplanmaya çağırdı. İngiltere de Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladığını ve bölgedeki şiddetti azaltmaya yönelik haraketini yakından takip ettiğini belirtti.
Öte yandan Mısır , BAE ve İran gibi bölgedeki devletler Türkiye’nin yaptığının Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenlik hakkına müdahele olduğunu ifade etti. Hatta İran kanadında özellikle yerel basında operasyona tam olarak karşı oldukları belirtildi.Cumhurbaşkanı danışmanlarından İlnur Çevik bu konu şu şekilde gözlemledi :
“İran medyası ise Türkiye’nin tam karşısında… Ülkenin resmi ve muhafazakâr “İran Gazetesi” Afrin harekâtını okuyucularına “Türkiye’nin Suriye Kürtlerine yönelik operasyonu başladı” başlığıyla duyurdu. Cihan-ı Sanaat gazetesi ise harekâtı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni macerası” şeklinde okurlarına duyurdu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi’nin harekâta yönelik uyarıları, hükümete yakın İntihap ve Asr-ı İran haber sitelerinde “Tahran yönetiminin Afrin harekâtı ile ilgili olumsuz tepkisi” olarak yansıtıldı. Devlete bağlı “Mehr” haber ajansı da harekâtı Esat rejiminin diliyle Suriye topraklarına “tecavüz” olarak nitelendirdi.”([7])
IKBY Barzani de BBC ‘ye verdiği röportajda rahatsız edici ifadeler kullanarak yapılan operasyonun amacını anlamadan ve sorgulamadan kınadığını beyan etti ve operasyonların durdurulması gerektiğini açıkladıktan sonra parlementoda Türkiye’nn barışı tesis etmek amacıyla yürüttüğü operasyonu kınadığını açıkladı.
Ancak Türkiye bölgeye operasyon yaparken Dışişleri Çavuşoğlu’nun belirttiği üzere Şam yönetimine operasyona ilişkin bilgiler verdi ve bölgedeki amacın Suriye topraklarını kontrol etmek olmadığını, tam aksine bölgede barış ve huzur sağlanıp yerli halkın bölgeye sevk edilmesi için düzenlendiği ifade edildi.
Diğer bir taraftan Azerbaycan ve Katar Türkiye’nin güvenlik sorunu ve endişelerini anladıklarını belirterek operasyona destek verdiklerini belirtip Türkiye’nin yanıda olduklarını mesajını verdiler .Ayrıca Nijer Başbakanı Rafini de Türkiye Başbakanı Yıldırım ile yaptığı görüşmede gerekli bilgilendrmenin kendi taraflarına yapıldığını belirtti ve terörle mücadele konusunda kendilerinin de benzer sorunları yaşadığını dile getirdi.
NATO’NUN BAKIŞ AÇISI
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yapmış olduğu açıklamada Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu operasyonda haklı olduğunu açıkladı ve konuyla ilgili Türk yetkililerle bilgi alışverişinde bulunduğunu söyledi. “ Stoltenberg ofisinde tarafından yayınlanan bir açıklamada, tüm milletler kendilerini savunmak hakkına sahip ama bu orantılı ve ölçülü bir şekilde yapılmalıdır.”([8])
Bu açıklamadan anlaşılacağı üzerine Türkiye yapmış olduğu operasyon uluslararası aktör olan NATO tarafından uygun bulunmuştur ve Stoltenberg , bir diğer açıklamasında Türkiye’ye ihtiyaç duyulması halinde destek olabileceğinin sinyallerini şu sözlerle dile getirmiştir:
“Tüm güvenlik endişelerine karşı Türkiye’yle birlikte çalışacağız. Türkiye’nin talep ve ihtiyaçlarına göre birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” ([9])
OPERASYONA İLİŞKİN SON GELİŞMELER
15 Şubat 2018 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye’ye geldi. Görüşmede Suriye ve Irak hakkında taraflar bilgi alışverişinde bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’deki örgütlere verilen silahların geri alınmasını ve yeni bütçede ayrılan payın kendi çıkarlarına uyuşmadığını açıkça ifade etti. ABD tarafı ağır silahlar vermediğini iddia ettiyse de bu silahların teslim edildiği delillerle ispatlandı ve gereğinin yapılması istendi. Tillerson ile yapılan görüşmenin ardından ABD kanadından yapılan açıklamalara göre DAEŞ ile savaşın öncelikli olduğunu ifade edildi ve Türkye’nin güvenlik kaygılarını anladıkları ve NATO müttefiki olduğu Türkiye ile işbirliği arama içerisine gidileceği belirtildi.
Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem TRT canlı yayınında şu ifadelere yer verdi: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın dün yaptığı görüşmenin çok verimli geçtiğini, Türkiye’nin Afrin ve diğer tezleri konusunda olumlu gelişmeler olacağını düşündüğünü söyledi.”( [10])
DEĞERLENDİRME
Sonuç olarak ‘Zeytindalı Operasyonu’ Türkiye’nin Afrinde ÖSO ile birlikte başarıyla yürütmş olduğu ve beklenilenden daha hızlı ilerlenmesiyle ordunun gücünü tekrar ispatladığı bir operasyondur.Bu operasyonun sonunda elde edilmesini temenni ettiğimiz gibi bölge terörist gruplarından ve onların destekçilerinden kurtulacak ve bölgenin yerel halkına teslim edilecektir. Ancak bu hususta Türkiye’nin müttefiki olan NATO ve ABD’nin ilerisi için nasıl bir yol izleyeceği merakla beklenilmektedir.Ziraa ABD Başkanı Donald Trump , Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra yapılan açıklama Türkiye kanadından doğrulanmadı ve görüşmede bahsi geçmeyen konuların yazılı açıklamada değinildiği söylendi.Bu gibi tutarsızlıklar halihazırda belirli anlaşmazlıkları bulunan iki müttefik ülke arasındaki ilişkileri iyice germektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin beklentisi kesin ve net olarak ABD hükümetinin bölgede Türkiye’nin terörist grup olarak kabul ettiği gruplara ABD’nin desteğinin kesilmesidir.Halihazırda Türkiye ile FETÖ ve PYD gibi anlaşmazlığı bulunan ABD yönetiminin Türkiye Menbiç’e ulaştığında askerleriyle ilgili ne yapcağı merakla beklenmektedir. CENTCOM kanadından yapılan açıklamada ABD askerleri bölgede varlığını sürdüreceğini ilan etti .Diğer taraftan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgede Terör unsurlarının bulunduğu bölgelere girdiğimizde kim var kim yok diye ayırt etmeyeceğiz ve tek amacımız bölgeyi temizledikten sonra Suriyeli vatandaşların bölgeye intikal etmesine yardımcı olmaktır diyerek kararlılığını bir kez daha yineledi.
REFERANSLAR
1-http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42702911
2- https://www.youtube.com/watch?v=88kosba_TMU
3- http://www.milatgazetesi.com/zeytin-dali-bm-ve-nato-makale,123599.html
4-http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_47
5-http://www.haberturk.com/rus-askeri-uzman-ve-eski-fbi-ajani-afrin-i-yorumladi-1815102
6- http://www.haberturk.com/rus-askeri-uzman-ve-eski-fbi-ajani-afrin-i-yorumladi-1815102
7- http://www.gazetebirlik.com/yazarlar/abd-acikca-iran-ise-sinsice-pkkya-arka-cikiyor/
9- http://www.makalegundem.com/genel/nato-yetkilisi-turkiyeye-korkunc-bir-tehdit-var/
[1] http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42702911
[2] https://www.youtube.com/watch?v=88kosba_TMU
[3] http://www.milatgazetesi.com/zeytin-dali-bm-ve-nato-makale,123599.html
[4] http://www.tsk.tr/BasinFaaliyetleri/BA_47
[5] http://www.haberturk.com/rus-askeri-uzman-ve-eski-fbi-ajani-afrin-i-yorumladi-1815102
[6] http://www.haberturk.com/rus-askeri-uzman-ve-eski-fbi-ajani-afrin-i-yorumladi-1815102
[7] http://www.gazetebirlik.com/yazarlar/abd-acikca-iran-ise-sinsice-pkkya-arka-cikiyor/
[8] https://www.trtworld.com/turkey/nato-says-turkey-has-a-right-to-defend-itself-amid-afrin-operation-14602
[9] http://www.makalegundem.com/genel/nato-yetkilisi-turkiyeye-korkunc-bir-tehdit-var/
[10] https://tr.sputniknews.com/turkiye/201802161032276218-cemil-ertem-turkiye-afrin-abd-erdogan-tillerson-gorusmesi/